Güney İtalya Gezi Maceramız

Yaz tatilimizi nerede geçireceğimize bir türlü karar veremeyince tüm planları iptal ederek İtalya’ya doğru kırdık dümeni 🙂 Stuttgart’tan yola çıktığımızda tüm planımız sadece bir gün öncesinde spontane olarak netleşmişti. Böylece uzun zamandır aklımızda olan Güney İtalya Gezi turuna Start vermiş olduk 🙂

İlk durak Napoli, uzun zamandır gitmek istediğimiz Vezüv Yanardağı, Pompei Antik Kenti ve Amalfi kıyılarını göreceğimiz için çok mutluyuz. Tabi bunlar rotamızın ilk kısmı. Sonrasında Kalabriya’nın incisi Tropea‘da kalacağız ve oradan Matera, Alberobello gibi farklı köyleri geçerek Bari, Polignano a Mare ve Pugliya bölgesinde de birkaç gün konakladıktan sonra San Marino üzerinden tekrar yuvaya dönmek gibi bir plan yaptık. Yani Güney İtalya bizi çağırdı 🙂

İlk Durak Vezüv Yanardağı

Sabaha karşı erken saatlerde Pompei’ye ulaştık. Tur biletimizi yolda almış olmamıza rağmen, turumuzun başlamasına 6-7 saat kala vardık. Biz de spontane şekilde Vezüv’e kırdık direksiyonu. Dağın tepe noktasına varmadan bir park yerinde görevlilerin yönlendirmesi ile arabamızı park ettik. Bu arada park yeri için önceden bilet almanı öneririm. Biz sabahın en erken saatlerinde gittiğimiz için şansımız yaver gitti ve park yeri bulabildik. Ancak Vezüv’e daha önceden bilet almadığım için bileti kapıda almamız gerekti ve bu durum biraz zaman alıcı. Çünkü kapıda gişeden bilet almak mümkün değil ve internete girip bilet alman gerekiyor. Ancak internet de çok çekmediği için iş biraz dolambaçlı hale gelebiliyor. En sonunda Fransız bir teyze ile ortaklaşa olarak biletimizi aldık. Sonrasında Vezüv’e tırmanışa başladık. Açıkçası fazla bir kondisyona gerek yok ama eğer sıcak bir günde tırmanacak olursan akşama doğru plan yapmanı tavsiye ederim.

Büyülü kent Pompei

Pompei, beni en etkileyen antik kentlerden biri oldu. Sabah Vezüv’e çıkıp sonrasında Pompei sokaklarında gezmek gerçekten de insanı derinden etkiliyor. Yüzyıllar önce patlayan yanardağın küllerini hala ciğerlerinde hissediyor olmak büyüleyici bir deneyim.

Pompei’de gezerken o döneme dair günlük hayata fazlasıyla tanık oluyorsun. İnsanların evleri, çocuklarının odalarının kapılarına çizdikleri ‘oğlumun/kızımın odası’ minvalinde resimler, hamamlar ve tapınaklar hepsi çok iyi korunmuş olarak ayaklarının altından akıveriyor.

Her ne kadar konumuz Güney İtalya Gezi günlüğü olsa da, ‘Pinkfloyd in Pompei‘ sergisini de gezmeni ayrıca tavsiye ederim.

Tanrıların Kıyısı Amalfi

Ertesi gün Pompei’den ayrılarak 3-4 gün konaklayacağımız Salerno’ya doğru yola çıkıyoruz. Burası Amalfi kıyılarının başlangıç kıyısı. Şehir çok güzel ve Amalfi, Positano gibi kıyı kentlere de buradan gemi bulman mümkün.

Amalfi, diğer adıyla ‘Tanrıların Kıyısı’ efsaneye göre Truva Savaşı’ndan sonra tanrıların Odysseus’a yardım etmek için indikleri kıyı. Bu sebeple buradaki patikaya ‘Sentiero degli Dei’ yani ‘Tanrıların yolu’ diyorlar. Diğer bir efsaneye göre ise Herkül, Amalfi isimli bir periye aşık olur ve sonrasında onu kaybeder. Bu hüzünle onu yeryüzünde temsil edecek bir yer arar ve buraya denk gelir. O zamandan sonra buraya ‘Amalfi’ denir. Efsaneler her ne kadar gerçeği yansıtmasa da Amalfi efsane boyutta güzel bir yer.

Buraya kadar gelmişken Positano’nun limonlu dondurmasını en az bir kere denemeni de tavsiye ederim zaten böylece en fazla bir kere denemiş olacaksın 🙂

Etkileyici Sahil Kenti Tropea

Amalfi günlüklerimizin sonrasında Güney İtalya Gezi rotamızın bir sonraki durağına doğru yola çıkıyoruz. Tropea kristal gibi temiz suları ile bizi bekliyor. Eğer Tropea’da deniz tatili yapacaksan bir konuda dikkatini çekmek isterim, sahile sıfır otel pek yok. Yani otelden denize taşımacılık yapan trenler var 🙂 Biz uzun bir deniz tatilini de beraberinde planladığımız için Capo Vaticano’da kalıyoruz. Tropea’ya 20 dakika uzaklıkta olan Capo Vaticano harika bir deniz kasabası.

Capo Vaticano’da yaklaşık 15 gün kalacağız. Şunu baştan belirtmeliyim, denizi harika ayrıca denize sıfır otelleri de bulmak mümkün. Ayrıca çalışanlar, oteller ve restoranlar epey köpek dostular. Haliyle bizim Spike da bizimle beraber denizin keyfini çıkardı.

Capo Vaticano’da yüzerken balıklar da sana eşlik ediyor. Burada birçok deniz mağarası mevcut ve deniz bisikleti ile bile gitmen mümkün. Ayrıca yine bir yanardağ manzarası ile yüzüyorsun. Tropea ve Capoo Vaticano, aktif yanardağlardan (en son 2024 patladı) Stromboli ile çok yakın.

Burada tarihi bir olaya da tanık oldum. Şöyle ki, bir gece uyku tutmadı ve kaldığımız yerin denize sıfır terasında otururken gece 01:30 civarında gökyüzünün belirli aralıklarla aydınlandığını fark ettim. Her ne kadar ilk başta yıldırım olduğunu düşünsem de sonrasında bunun Etna olduğunu Google Maps sayesinde anladım. Bir gece yarısı, oturduğum terastan Etna’nın patlayışını saatlerce izledim. Anlayacağın bu tatil sadece Güney İtalya gezisi değil aynı zamanda yanardağ turuna döndü.

Biraz da Tropea hakkında yazmam gerekirse, daha önce görmediğim güzellikte bir şehir. Denize dik kayalıklar üzerindeki evler buraya çok farklı bir hava katıyor. Santa Maria dell’lsola di Tropea kilisesini gezmeni şiddetle tavsiye ederim. Ayrıca burada tıpkı Polignano a Mare’deki gibi harika manzaralı balkonlar var ve mutlaka hepsine uğra.

Ayrıca bu yörenin kırmızı soğanları ve harika soğan sosları var. Denemeden geçme…

Bari Puglia

Bir sonraki durağımız ise özlediğim şehir Bari. Benim en sevdiğim sahil kentlerinden biri olan Giovinazzo‘da 4 gün kalarak Bari ve etrafını gezeceğiz. Burası benim için çok anlamlı oldu çünkü ben daha önce Bari’ye defalarca gitmiştim ancak ailem ile ilk defa olacak. Bu sebeple ev sahibi olma heyecanım inanılmazdı.

Bari hakkında daha önce bu linkte detaylı şekilde yazmıştım ancak ufak da olsa bahsetmem gerekirse, Tropea’dan yola çıkıp ilk molamızı Matera’da verdik ve sonrasında Alberobello’da günü batırdık. Bari’de kaldığımız vakit boyunca Polignano a Mare, Molfetta ve Mola di Bari gibi enfes sahil kentlerine gitme fırsatımız oldu.

Bu arada sevgili Canan, bu satırları ne zaman okursun bilemem ancak, bizim için bu tatilin unutulmaz bir kısmı da sizinle geçirdiğimiz akşam oldu ve tabi ki Vincenzo ile tanışmak bu tatilin bize kattığı en güzel değerlerden biriydi. Umarım yine bir yerlerde denk geliriz ve bol bol güler, eğleniriz…