Toskana Gezilecek Yerler

Uzun süredir yazmadığımı fark ettim. Sanırım tekrar yazmak için Toskana’ya gitmem gerekiyormuş. Açıkçası beni yeniden kendine aşık etmeyi başardı bu bölge. Toskana, gezilecek yerler açısından zengin bir bölge ancak havası ve kendine has tepe kasabaları ile de İtalya’nın en güzel bölgelerinden biri. Gerçi sanırım İtalya’nın her bölgesi birbirinden güzel. Neyse biz Toskana’ya dönelim.

Stuttgart’tan sabaha karşı çıktığımız yolumuz, Morschach, Lozan ve Como Gölü gibi etkileyici yerlerden geçip bizi akşama doğru Vicopisano’da kalacağımız yere ulaştırdı. Vicopisano, Pisa’ya çok yakın ve şirin bir kasaba. Toplamda 6 gün geçirdiğimiz tatilimiz boyunca, Pisa, San Gimignano, Volterra, Cinque Terre ve Lucca gibi harika yerlere gitme fırsatımız oldu.

Toskana’da tatil planladıysan, her şeyden önce mutlaka şemsiyelerini hazırlaman gerek. Bu bölge yağmurları ile ünlü ve burada planlayacağın bir haftalık tatilde hava durumuna göre plan gerekiyor. Çünkü bir yerde yağmur yağarken, 20 km ötedeki başka bir yerde güneş görmek mümkün. Biz de Fırat ve Hilal ile birlikte 4 kişi, 3 çocuk ve 1 köpek olarak çıktığımız gezimizde aynen öyle yaptık. Sabah kalktığımızda nerede yağmur yoksa, oraya kırdık direksiyonumuzu.

San Gimignano

Bir UNESCO dünya mirası olmasının yanı sıra, kuleleri ve romantik sokakları ile beni benden alan yerlerden birisi oldu San Gimignano. Bu kasabaya, kuleler kasabası dersek pek de yanlış olmaz. Yaklaşık 72 kulesinden günümüze kalan 13 kulesi 1000 yıldır ayakta kalmayı ve bu kenti büyüleyici kılmayı başarmış. İsmini, kenti barbar istilalarından koruduğuna inanılan ve kutsal sayılan bir piskopostan almış. Bu kasabada zaman sanki orta çağda durmuş gibi görünüyor. Özellikle Floransa’ya yakın olmasına rağmen, Rönesans bu kenti pek etkilememiş. Bunda biraz, buraya yatırımları kesen Mediciler’in de katkısı olmuş. Gerçi çok iyi olmuş böylece el değmemiş bir orta çağ kasabasını günümüzde de gezebiliyoruz.

San Gimignano’ya geldiğinde, büyük kuleye çıkmanı kesinlikle tavsiye ederim. Böylece kenti de yukarıdan görebilirsin. Ayrıca büyük kuleye çıkarken her katta bulunan sergilere de girmen gerekir. Tabii ki de ünlü dondurmacılarından günde en az iki defa dondurma yemeni tavsiye etmem gerek.

Volterra

Sokakları en az San Gimignano kadar romantik ve gezmesi de bir o kadar keyifli. Tabi, Volterra’da da bulunan kuleler kente ayrı bir hava katmayı başarmış. Bu kenti diğer Toskana kasabalarından ayıran en önemli özelliği ise, aslında eski bir Cumhuriyet’e ev sahipliği yapıyor olması. Bu kent, 14. Yüzyılda Floransa egemenliğine girmeden önce aslında bir devlet statüsüne sahipmiş. Kentin belediye binasının da bulunduğu kuleye çıktığında bunu daha iyi anlıyorsun. Bu kulede bulunan ve yüzyıllardır kullanılan belediye meclisi, bugün de kentin bağımsız konularının konuşulduğu ve karara bağlandığı bir meclis.

Sadece kentin içinde değil ayrıca surlarında yürümek de çok keyifli. Ayrıca bu surlarda bulunan ve Medici ailesi tarafından yaptırılan kale, günümüzde şehir hapishanesi olarak kullanılıyor.

Biz de bütün gün sokaklarında gezdiğimiz Volterra’da bulunduğumuz süre boyunca çok eğlendik. Sokaklarında yürüdük, komik videolar çektik. Kafeleri ve restoranları davetkar olsa da bir marketten aldığımız Panettone ile ağzımızı tatlandırdık:) Bu arada bir bilgi geçelim İtalyanlar her ne kadar mutfakları ile ünlü olsalar da benim için Panettone kekleri her zaman ayrı bir yere sahip. Bir de Pandoro var aman karışmasın. Çok benzer olsa da Pandoro pudra şekerli oluyor ama Panettone üzümlü veya portakallı sünger kıvamında bir kek. Sünger gibi kek mi olur deme, dene gözünü seveyim, hak vereceksin:) Bu kekler İtalyanlar için, Noel geleneği ve Noel zamanı her yerde görmek mümkün.

Volterra ve San Gimignano arasında beni çok etkileyen bir fark var. San Gimignano gezimiz sırasında kasaba içinde park etmiş tek bir araba görmedik. Ancak Volterra bu konuda sınıfta kaldı. Kenarlarda park etmiş arabalar insanı orta çağdan çıkarıp 1950’lere götürüyor. Çünkü arabaların çoğu da eski kasa 🙂

Bu arada kuleye çıkarken yukarıda bahsettiğim mecliste bu konunun konuşulması gerektiğini yetkililere bizzat bildirdim. Umarım gerekeni yaparlar:)

Lucca

Vicopisano’da kaldığımız yerden yaklaşık 40 dakikalık bir araba yolculuğundan sonra Lucca’ya vardık. Ancak park yeri aramak da yaklaşık 20 dakikamızı aldı:) Lucca tarihi ve geniş meydanları ile ünlü bir Toskana şehri.

Eski şehir oldukça keyifli ve diğer Toskana kentlerine göre daha büyük ve yayılmış bir düzene sahip. Tarihi milattan önce 200 yılına dayanan bu kent, birçok tarihi esere ve meydana da ev sahipliği yapıyor. Toskana gezimizin son gününde, vakit geçirme fırsatı bulduğum Lucca, tekrar gelmek üzere Toskana gezilecek yerler listemde işaretlendi:)

Torre Guinigi’ye çıkamamış olmak beni üzse de, bu sebeple Lucca’ya bir kez daha yolumu düşüreceğimi bilmek beni sevindiriyor.

Pisa

Pisa hakkında bir önceki gelişimde daha kapsamlı bir yazı yazmıştım. Ancak Toskana deyince, bence kalmak için en iyi lokasyon olduğunu bu yazımda bahsetmem gerekir. Çünkü sadece Toskana kentlerine yakın olması değil aynı zamanda daha uygun konaklama imkanları, Cinque Terre ve Porto Venere gibi etkileyici kıyı kentlere yakınlığı sebebiyle Pisa optimal bir konuma sahip. Böylece akşamları turistler çekilince de Pisa Kulesi’nin büyüleyici beyazlığında kaybolabilir ve kentin güzel meydanlarında gezebilirsin.

Bu arada tabii ki Floransa’yı unutmadım ama Floransa için ayrı bir yazı yayınlamam daha doğru olur.

Bütün bu gezimiz boyunca 4 yetişkin, 3 çocuk ve bir köpek olarak çok keyif aldık. Ufaklıkların diliyle, sürekli ‘havalı şarkılar dinledik’ 🙂 çok güldük, yol boyu oyunlar oynadık, biraz ses yaptık (ama İtalya malum kimse uyarmadı), akşamları kaldığımız yerin oturma odasındaki koltukta dünyayı kurtardık ve kentlerin ara sokaklarında yürüyüşler yaptık.

Bu sebeple Toskana gezilecek yerler başlıklı bu yazımı, gezi yazısından çok bütün bu yaşadıklarımızın anısı olması için yazdım 🙂