Almanların Türklerden Öğrendikleri Şeyler

Bu memlekete gelişimin sekizinci yılını kutlarken, Almanların Türklerden öğrendikleri şeyler hakkında yazmak istedim. İki kültürü de seven ve iki kültürü de tanımış biri olarak, Almanların Türklerle kitlesel şekilde tanışmalarından önce, farkında olmadıklarını düşündüğüm şeyleri yazmaya çalıştım. Keyif almanı dilerim.

Yemek

Açıkçası ‘Döner’ yazacaktım. Ancak konuyu döner ile sınırlandırmak istemedim. Baklava, dürüm, kebap gibi Türk lezzetleri de Almanların sofralarından ve midelerinden eksik olmuyor. Son zamanlarda ise çiğ köfte (özellikle de vejetaryenler için) ve mantı da boy göstermeye başladı. Daha keşfedilmeyi bekleyen bir ton Türk yemeği var diyelim ve ağzımızı daha çok sulandırmayalım.

Terlik

Malumunuz, Almanlar evlerine ayakkabı ile giriyorlar. Ancak, her Alman evine ayakkabı ile girer diyemeyiz. Yine de yaygın eğilim, evlere ayakkabı ile girmekten yana. İşte tam da bu noktada, devreye bizim ‘Terlik‘ giriyor.

Bazen eve gelen kişilere ‘Ayakkabınızı çıkarır mısınız?’ diye sormak da biraz abes kaçıyor ama herkesi de botlarıyla eve almak bize doğru gelmiyor:)

Kelimeler

Aslında çoğunlukla küfürler paylaşılsa da birçok Türkçe kelime, Almancaya hediye edilmiş. Sözlüklerde yer bulmasa da iki Alman’ın sokakta, birbirine ‘lan‘ veya ‘hayvan‘ dediğine çok şahit oldum:)

Almanya’da her yıl, yılın en çok kullanılan 10 kelimesi listelenir ve her yıl listede mutlaka bir Türkçe kelime, Türk bayrağını dalgalandırır:) Örneğin, 2014 yılında ‘hayvan‘ üçüncü olmuştu. Hatta 2013’ün birincisi ise ‘Babo‘ olarak tarihe geçti:)

Öpüşmek

Belki de Türklerin dünyaya öğrettiği bir gelenek diyebiliriz. İki yakın arkadaşın, karşılaştığında birbirine sarılması ve birbirini öpmesi çok sıcak bir davranış. İşte Almanlara bu sıcaklığı, Türkler bulaştırdı dersek yanlış olmaz. İlk geldiğim yıllarda, yakın Alman arkadaşlarıma ben de bu geleneği severek yaydım:)

Berberlik

Burada Yunan arkadaşlarımızın da hakkını yemeyelim. Eğer Yunanlar ve Türkler olmasaydı, Almanlar tek örnek saç şekilleriyle yola devam edebilirlerdi. Alman arkadaşlarıma, berberlerini sorduğumda, ‘Tabi ki Türk berberi!‘ cevabını birçok kez almışımdır.

Saç kestirme işine, muhtemelen Türkler buraya göçmeden önce bir zorunluluk olarak bakıyorlardı. Sanırım Türkler ile beraber bunun bir sanat olduğunu anladılar.

Kutlama

Almanya’da birçok festival ve bayram var. Yani Almanlar kutlama konusunda gerçekten bir adım öndeler. Festival alanları düzenli ve alkol alsalar dahi cıvıtmadan kutlanabilen birçok festival var. Şimdi diyeceksin ki, biz ne öğrettik? Almanlar, bu kutlamaları aynı zamanda korna çalarak ve spontane şekilde sokakları doldurarak da yapabileceklerini Türklerden öğrendiler. Özellikle futbol galibiyetlerinde, sokağa çıkıp deliler gibi korna çalmayı ve bayrak sallamayı hayatlarına ince ince işledik.

Fal

Türk kahvesi ve arkasından bakılan fal… Hem samimi bir ortam yaratmak için birebir hem de muhabbeti tatlandıran bir alışkanlık. Almanlar da hem Türk kahvesini hem de fal bakmayı severek almışlar. Benin de ilk geldiğim yıllarda, kahve sonrası elime tutuşturulan fincana bakıp, olmayan Almancam ile fal baktığım doğrudur.

Giyim kuşam

Bu başlığı da İtalyanlar ile Türkler paylaşıyor. Ancak, her geçen gün daha az erkeğin şort giyip çoraplarını dizine kadar çekerek dışarı çıktığını görüyoruz. Hatta kış aylarında, paçalarını dışarıya katlayan kadın görmek de artık neredeyse imkansız. Evet, Türkler ve İtalyanlardan önce de Almanlar giyiniyordu ama nasıl? 🙂

Almanların Türklerden öğrendikleri şeyler şimdilik bu kadar. Türklerin Almanlardan öğrendikleri şeyler ise bu linkteki yazının konusu.

Almanya hakkında yazdığım diğer yazılarımı okumak istersen buraya bir link bırakıyorum.