Blog Yazmak

Blog Yazmak

Yeni bir blogger

İnternet dünyası bir blogger daha kazandı sayemde. Yaklaşık bir aydır burada yazıyorum. Açıkcası blog yazmak kolay ama konu seçmek zormuş. Bu sefer, ileride okuyup anmak için çıraklık zamanlarımı yazmaya karar verdim. Belki sana neden yazdığıma dair biraz detay da verebilirim. Vallaha bu başlığı açmadan önce araştırdım. Cidden her blog sahibine blogger deniyormuş. Bir şey olmanın bu kadar kolay olduğu dünyaya, ne ara bu kadar alıştım onu da bilmiyorum. Ama bu tanıma göre blogger oldum yalan yok. 

Genel olarak yazmak…

Blog dünyasında henüz yeni olabilirim ancak uzun zamandır yazıyorum. Buna rağmen, yeni yeni yazmanın neden bu kadar etkili olduğunu düşünmeye başladım. Blog yazmak, bir çeşit etkileşime girmek demek. Yalnız acaba etkileşime girmek, işin en önemli tarafı mı? Bence değil…

Yazmak bir iletişim metodu. Burayı hepimiz biliyoruz. Bence işin farkı, zamanlaması. Mesela yazarken silip silip tekrar yazabilirsin. Ayrıca karşı tarafın bunu bilmesine de gerek yok. Örneğin konuşurken bu lükse sahip değiliz. Kaç kişinin seni dinlediğini bilmediğin bir ortamda konuşma yaptığını bir düşünsene… Her kelimeni seçerek konuşmak zorunda kalmak hiç de kolay olmamalı. Tam da bu sebeple yazmak konforlu bir eylem. Ama zor tarafları da yok değil…

Blog yazmak neden zorlaşıyor

Samimi olmam gerek. Bence yazmak gerçekten kolay. Aklına geleni kafanda süzüp, parmaklarını çalıştırmak kadar kolay. Fakat zamanla zorlaşıyor bence. Zorlaşan yazmak değil. Ancak yazacak konu seçmek ve yazılmamış olanı yazmak gerçekten zor. Buna yazılmış olanı daha iyi yazmayı da ekleyebiliriz.

Bir blog açmak 25 dakika alıyor. Defter almaktan daha kısa bir süreden bahsediyorum. Böylece ben de dahil olmak üzere birçok insan, blog açıp farklı konularda yazıyor. Ve eğer okuyan bir blogger isen, diğer yazılardan farklı bir yazı çıkarmak için becerikli olmak lazım.  

Ben neden yazıyorum

Ben kimim sayfasında bu konuya kısaca değinmiştim. Gerçekten de etkileşime girmek ve geleceğe bir yazı bırakmak bana çekici geliyor. Ne demişler, ‘Söz uçar, yazı kalır.’ Sanırım kalıcı olmak, bizim içgüdümüz. Bunun için ürüyoruz ve yazıyoruz. Tabi kalıcılığımız tartışmaya açık:) Belki başka bir yazıda kalıcı olmaya değinirim…

Ben geleceğe, özellikle kendi geleceğime bir not bırakmak için yazıyorum. Bir gerçeği daha itiraf etmeliyim, yazmamın diğer bir sebebi de öğrenmek. Kendimi ifade ettiğim bu yazıyı bile yazarken, birçok kelimeyi araştırdığımı fark ettim. Bu da beni kamçılıyor. Örneğin ‘Osborne Etkisi‘ yazımı yazarken yaşadağım öğrenme süreci benim için çok keyifliydi. 

Dedemin şiir defteri

Bana yardımcı olmak ister misin? Bu vesileyle dedemi anmak istiyorum. Dedem, yanlış hatırlamıyorsam iki defa emekli olmuş bir öğretmen. Yedi çocuk babası ve köy enstütüsü mezunu. Dedem bundan yarım asır önce yaşadıklarını şiirlerle anlatmış. Bütün şiirlerini de defterlere yazmış. Sanki yıllar öncesinden kalma bir blog gibi, değil mi? Uzun süre düşündüm. Neden bunları yazdığını anlamaya çalıştım. Bana kalırsa dedem, kalıcı olmak istemiş. O yıllarda internet yok tabi…

Ben de buradan dedeme yardımcı olmak ve onun yazma eylemini bir sonraki jenerasyona aktarmak istiyorum. 

Belki dedem için ayrı bir yazı yazmam gerek… İnşallah buna vaktim ve enerjim olur… 

Sevgili okur, madem beni buraya kadar okudun, sana en içten teşekkürlerimi sunuyorum…

Dedemin Şiir Defteri

1 Trackback / Pingback

  1. Blogların Geleceği - HARBİBEN - Anasayfa

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*