Blogların Geleceği

Blogların Geleceği

Blog yazmak mı video çekmek mi?

Daha önceki yazılarımdan birinde neden blog yazdığımı ve bunun bana ne gibi faydaları olduğuna değinmiştim (buradan okuyabilirsin). Bu sefer blog yazmayı, görsel medya ile karşılaştırıp, blog yazmanın neden gelecekte de önemli bir yere sahip olacağına değinmek ve blogların geleceği hakkında yazmak istiyorum.

Genel yargının aksine blogların gelecekte de önemini koruyacağına inananlardanım. Görsel medyada daha çok insan dolaşıyor olabilir ancak akıllıca hazırlanmış bir sayfanın aynı konuyu anlatan bir videodan daha çekici olabileceğini düşünüyorum.

Dilersen bunu birkaç örnekle de anlatabilirim. Baştan söyleyeyim, blog yazmak kanal açmaktan daha iyidir demiyorum. Her ikisi de farklı alanlarda avantajlı olabilir diyorum.

Bilgiye ulaşım hızı

Daha iyi anlatmak için bir gezi bloğunu örnek alalım. İyi hazırlanmış bir gezi bloğunda sayfayı açar açmaz karşına kısa bir ön bilgi ve gezilecek yerlerin listesi çıkacaktır. İlgilendiğin yerleri tıkladığında, sayfa aşağıya kayar ve sen de istediğin bilgiye hızlı bir şekilde ulaşırsın. Eğer gezilecek yerin bütünü hakkında bilgi edinmek istersen, yine sayfayı kendi okuma hızına göre kaydırıp istediğin yerin hem görsel hem de yazılı bilgilerine ulaşırsın. Hatta sayfanın ekran görüntüsünü kaydederek o bilgiye tekrar ulaşman da kolay olacaktır. Ancak aynı lokasyonu video ile tanıtan bir platformda istediğin bilgiye bu kadar hızlı ulaşamayabilirsin. Kabul edelim ki, video ile beynine iletilen görsel bilgi daha çok olacak ve sana daha çekici gelecektir. Ancak bilgiye hızlı ulaşmak istersen bu durumda blog sayfasının yerini doldurması zor.

Bilgiye tekrar tekrar ulaşmak

Dilersen örneğimizi değiştirelim. Bir yemek bloğunu düşünelim. Yemek yapmak için bir tarife ihtiyacın olsun. Aynı tarifi anlatan bir blog ve bir de video olduğunu düşünelim. Tabiki videoyu izlediğinde herşeyin nasıl yapıldığını daha iyi görme şansın var. Örneğin bir tutam tuzun nasıl bir tutam olduğunu videodan rahatlıkla görebilirsin. Ancak yemek yaptığın sırada sürekli videoyu takip etmen ve ileri geri oynatman pek de pratik olmayabilir. Diğer tarafta da iyi hazırlanmış bir blog sayfası vardı. O sayfayı açıp tek sayfada ve iyi bir anlatımla yapılmış tarifi takip etmen daha pratik olabilir.

Güncelleme kolaylığı

Bazen güncelleme ihtiyacı duyabilirsin. Yine gezi konulu bir paylaşım yaptığını düşünelim. Gittiğin bir yere yine gittin ve bu sefer farklı bir otelde kaldın. Bu bilgiyi de paylaşmak istiyorsun çünkü ikinci otel ilkine göre çok daha iyi. Eğer ilk paylaşımını video ile yaptıysan yeni bir video çekmek ve hiç güncellememek arasında kalabilirsin. Ancak gezi yazılarımda bu benim çok sık başıma geliyor ve hemen eski yazımı güncelleyebiliyorum. Böylece okurlar da güncellenmiş olarak bilgiye ulaşmış oluyorlar.

Sonuç olarak blogların geleceği

Günümüzde birçok konuyu videolar aracılığıyla daha çekici ve pratik bir şekilde anlatıyor olabiliriz. Ancak bazı konularda bloglar, hala daha pratik yöntemler sunuyor. Tabi burada her zaman referans olarak iyi hazırlanmış blogları örnek alıyorum. Bence bu durum, en azından yakın gelecekte de bu şekilde devam edecek. Kendi içinde ‘Blog mu yazayım yoksa Youtube kanalı mı açayım?‘ diye soruyor olabilirsin. Bu sorunun cevabını kendin vermelisin. Çünkü yapmak istediğine ve amacına göre ikisinden biri daha yararlı veya kolay olabilir.

Önemli olan kaliteli içerik hazırlamak ve bu sırada öğrenerek keyif almak. Ayrıca video paylaşımları ve yazılı paylaşımlar farklı amaçlara hizmet ediyor ve her birinin daha kullanışlı olduğu alanlar var. Blogların geleceği istediği kadar karanlık olsun, eğer sen bu süreçten keyif alıyorsan gerisini düşünmeden yazmalısın.

Dolayısıyla blog yazmaya, yazdıkça öğrenmeye ve öğrendikçe de paylaşmaya devam:)

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*