Roma

Roma

Roma ve İstanbul

Fatih Sultan Mehmet’e neden ‘Kayzer-i Rum’ dendiğini Roma’ya gidince daha iyi anladım. Sanki İstanbul ve Roma, ikiz kardeşler de başka ailelerde büyümüşler gibi…

Şehirin kendisi, insanları ve tarihi yapıları o kadar benziyorki; insan kendini boğazın olmadığı bir İstanbul’da sanıyor. Üstelik Roma da yedi tepe:) Sanırım bu sebepten Roma bize çok sıcak geldi.

Roma’ya uçakla vardığımızda, şehir merkezindeki otelimize varmak için Fuimicino Havaalanı’ndan otobüse bindik.

Termini denilen merkez metro istasyonunda, otobüsten indiğimizde ilk yaptığım şey, çantamı önden takmak oldu. Bunu en son İstanbul’da yapmıştım:)

Daha sonra tabi 3 günlük tren bileti işini hallettik (Heryere yürüyerek gittik ama yine de yararlı oldu)

Roma seyahati için bazı ipuçları

Biz Roma’ya, Papa’nın vaaz verme zamanlarında gittik. Kesinlikle tavsiye ederim. Biraz kalabalık ancak farklı bir tecrübe. Özellikle 21 ve 26 Aralık tarihleri arasında, Roma’nın kiliselerini gezerek ve kente gelen hristiyanları gözlemleyerek farklı bir tecrübe yaşaman mümkün.

Bunun dışında, tüm biletlerini önceden internet üzerinden alman sana çok fazla zaman kazandıracak.

Roma Pass, sana önereceğim 3 günlük bilet. Bu bilet ile tüm ulaşım araçlarından faydalanabilirsin.

Roma’da gezilecek yerler listem

Yapılmışı tekrara yine niyetim yok. Ancak bu sayfaları gezi arşivi olarak da kullanmak istiyorum. Umarım başka yerde pek bulunmayan bilgilere ulaşmana vesile olurum.

Birçok forumda daha detaylısını bulabilirsin. Ben de özet olarak kendi listemi aşağıda paylaşıyorum.

  • Kolezyum(Colosseo)
  • Roma Forumu (Foro Romano)
  • Paletino Tepesi
  • Vittorio Emanuelle II Abidesi
  • Vatikan Müzeleri
  • Aziz Petrus Meydanı
  • Pantheon
  • Navona Meydanı
  • Trevi çeşmesi
  • Santa Maria Maggiore Bazilikası
  • İspanyol Merdivenleri

Kolezyum(Colosseo)

Tarihi öneminden dolayı biraz ayrıntı vermek istiyorum. Bu yapının inşaasına M.S. 72 yılında başlanmış ve toplam 8 yıl sürmüş. Yapımını, Flavius Hanedanlığı’ndan İmparator Verspasian başlatmış ve açılışı ise oğlu Titus tarafından gerçekleştirilmiş. Buraya ilk zamanlarda Flavius Amfitiyatrosu denirken, yakınlarında bulunan İmparator Neron’un ‘Colossus’ isimli büyük heykeli sebebiyle, zamanla ‘Colesseum’ olarak tanımlanmış.

55.000 kişilik koltuk kapasitesi ile M.S. 600 yıllara kadar Gladyatör savaşları için arena olarak kullanılmış. Buraya ulaşmak da çok kolay ayrıca. Kentin merkezinde ve Termini’den yürüme mesafesi yaklaşık 10 dakika.

Kolezyum’u gezmek için bilet alman gerekiyor. Ayrıca kombine bilet alman gerekiyor ve bunu da Kolezyum, Paletino Tepesi ve Roma Forumu şeklinde yaparak aslında 3 yeri birleştirmiş oluyorsun.

Kolezyum

Roma Forumu (Foro Romano)

Kolezyum’a oldukça yakın bir yere konumlanmış forum, oldukça büyük ve kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Burası aslında Roma’nın eski şehir merkezi. Dolayısıyla eski şehrin idari ve siyasi yapıları, hanları ve hamamları hep bu bölgede. Harika bir açıkhava müzesi. Ayrıca Sezar’ın yürüdüğü yollarda yürüyor olmak da ayrı bir tarihi keyif veriyor.

Bu forum içinde görebileceğin yapılar; Constantinus Bazilikası, Vesta Tapınağı ve Vesta Bakireleri Evi, Titus Zafer Takı, Septimius Severus Zafer Takı, Curia, Kastor ve Polluks Tapınağı, Maxentius ve Vespasianus Tapınağı, Satürn Tapınağı, Antoninus ve Faustina Tapınağı şeklinde sıralanabilir.

Foro Romano

Palatino Tepesi

Burası yedi tepeli Roma’nın, Forum manzaralı tepesi. İnanışa göre Roma’nın kurucusu olan Romulus ve Remus kardeşler, bir dişi kurt tarafından burada kurtarılmış. Ve sonrasında Roma kurulmuş.

Burada beni en çok etkileyen şey Circus Maximus hipodromu oldu. Uzunluğu 600 metre ve genişliği 80 metre olan hipodromun kapasitesi ise yaklaşık 250.000 kişi.

Alan olarak, Sultan Ahmet Meydanı’na çok benziyor. Hatta bizim Sultan Ahmet Meydanı da bir zamanlar yine Roma hipodromu olarak kullanılmış.

Palatino Tepesi

Vittorio Emanuelle II Abidesi

Kulağa farklı gelebilir ancak beni en çok etkilyen yapı burası oldu. Sanırım buranın 70 metre yükseklikten Roma’yı ayaklarınızın altına sunması, beni çok etkiledi. Tarihi olarak çok da eski sayılmaz. Yapımı 1885-1911 yılları arasında tamamlanmış. Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı II Vittorio Emanuelle için yapılması sebebiyle de bu ismi almış.

Buraya kadar gelmişken hemen arkasında bulunan Capitolino Tepesi’ne da tabiki uğraman gerekir. Burası Roma’nın kurulduğu yedi tepesinden birisi ve tepede de Roma’nın beşinci kralı tarafından yaptırılan, Capitolino Triad isimli tapınak var.

Vittorio Emanuelle II Abidesi

Vatikan Müzeleri

Bilindiği üzere Vatikan, hristiyanların ruhani merkezi ve Papa’nın yaşadığı ufak bir ülke. Tabi buranın hristiyanlığın merkezi olmasının sebebini ancak buraya gidince anlıyorsun:)

Herşeyden önce Sistina Şapeli, Haritalar Galerisi, Raphael Odaları ve tabi San Pietro Bazilikası gibi yerleri görmelisin.

Belki de bir tam gününü buraya ayırmalısın. Ayrıca Kolezyum, Paletino Tepesi ve Foro Romano tarafında olmaması sebebiyle, burayı diğerlerinden ayrı bir günde planlaman işini kolaylaştırır.

Yine tabi buraya da bilet almalı ve kesinlikle önceden internetten almalısın. Biz sırayı gördüğümüzde, bize bu ipucunu veren İtalyan arkadaşımıza teşekkür ettik:)

Vatikan Müzesi

Aziz Petrus Meydanı

Vatikanın hemen önünde bulunan ve San Pietro Basilikasına açılan bu meydan gerçekten muhteşem dokunuşlardan geçmiş. Bunlardan en önemlisi, Napolili ünlü ressam ve heykeltraş Bernini… Meydanın tasarımı Bernini’ye ait. Ortasında ise 2000 yıl önce İskenderiye’den gelen dikilitaş, meydanı süslüyor. Ayrıca, meydanın iki yanında bulunan iki ayrı çeşme de meydana güzellik katan unsurlar arasında.

Aziz Petrus Meydanı

Pantheon

Trevi Çeşmesi’nden yola çıkınca Piazza Navona’ya varmadan yolunuzun üstünde kalacak harika bir yapı. Yaklaşık 2000 yıldır ayakta olan bu harika yapı ilk olarak pagan tapınağı olarak inşaa edilmiş ve daha sonra M.S. 609 yılından itibaren kilise olarak kullanılmış.

İsmi Yunanca ‘Tüm Tanrıların Tapınağı’ anlamına gelen Pantheon uzun yıllar da tapınak olarak kullanılmış. Ayrıca 43 metrelik kubbe çapı ile 1436 yılına kadar dünyanın en büyük kubbe çapı ünvanını elinde tutmuş.

Rafael ve Vittorio Emanuelle II gibi ünlü isimlerin de mezarlarına ev sahipliği yapıyor.

Pantheon

Navona Meydanı

Roma’nın açıkara en güzel meydanı. Belki Avrupa sıralamasında dahi en ön sıralarda yer alır. Burası aslında bundan 2000 yıl önce 30.000 kişi kapasiteli bir stadyum olarak tasarlanmış ve hizmet etmiş. Zamanla stadyumun yıkılması ile bu alan ortaya çıkmış ve birçok ünlü esere ev sahipliği yapan bir meydana dönüşmüş. Kafeleri ve atmosferi ile kesinlike görmeniz gereken bir meydan. Pantheon’a da çok yakın ve etrafında gezilecek birçok yer var. Bu arada bu kısmı yazarken fark ettim, her yer 2000 yıllık be yaa:)

Navona Meydanı

Trevi Çeşmesi

Roma ile ilgili filmlerde olmazsa olmaz yerlerden biri de Trevi Çeşmesi… İsmini inanışa göre Trivia isimli, Roma askerlerine su kaynağı gösteren bir bakireden almış. Başka bir bilgi de buraya çıkan 3 yolu betimleyen Tre Vie kelimelerinin birleşmesinden yola çıkıldığı. İsmi nereden gelirse gelsin çok güzel bir yapı olduğu kesin. Ayrıca inanışa göre bu çeşmeye sırtını verip sol omzunun üzerinden para atarak Roma Belediyesi’ne katkıda bulunabilirsin:) Ya da bu parayla hemen orada bulunan dondurmacıdan ufak bir dondurma alarak da değerlendirmen mümkün:)

Fontana di Trevi

Santa Maria Maggiore Bazilikası

Efsaneye göre M.S. 4. yüzyılda bir gece Bakire Meryem, dönemin papasının rüyasına girer ve ondan bir kilise yapmasını ister. Kilisenin yerini ise ertesi gün yağan kar ile işaret edeceğini söyler. Gel gör ki, o kar da Esquiline Tepesi’ne yağar ve böylece bu basilikanın yapımına başlanır. Altın yaldız kaplamalı tavanı ve atmosferi ile büyüleyici bir yer ve kesinlikle gezmenizi öneririm.

İspanyol Merdivenleri

Buraya gitmeden geniş ve pahalı dükkanların bulunduğu caddelerden geçeceksin. Bu bilgiyi neden verdim bilmiyorum ama sanki bilmende fayda var gibi geldi:)

Gelelim merdivenlere. İspanyol Merdivenleri, Kral XV. Louis için yaptırılmış ve asıl amacı yukarıda bulunan Trinita dei Monti Kilisesi’ne ulaşımı sağlamakmış.

Merdivenlerin altındaki alanda Fontana della Barcaccia isimli bir de ünlü çeşme yer alıyor.

İspanyol Merdivenleri

Önerdiğim birkaç yer daha

Ayrıca aşağıdaki yerleri de kendi listene ekleyebilirsin.

  • Castel Sant’Angelo
  • Trastevere
  • Villa Borghese
  • Via del Corso
  • Piazza del Popolo
  • San John Lateran Basilikası

Sonuç olarak, Roma’da insan kendini tarihin içinde bir yerlerde buluyor. Bu sebeple gitmen ve görmen gereken bir yer. Hatta gezinden bir günü de sadece sokaklarında gezmeye ve bu şehri solumaya ayır. Roma, sokaklarında sabahtan akşama kadar yürümeyi hakeden bir şehir…

Biraz da az bilinen rotalardan bahset diyorsan buraya bir link bırakıyorum:)

Palatino Tepesi

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*